Küba'da Yaşam Nasıldır?



Gitmeden önce Küba ile ilgili aklımda çok soru vardı. 10 gün kaldım. Onlarca insanla konuştum. Ancak şimdi aklımda çok daha fazla soru var. Sanırım 10 gün değil, 10 ay da yaşasam bazı soruların yanıtlarını hiç bulamayacağıma karar verdim. Şurası net; Küba büyük bir değişimin eşiğinde. Sonucunun ne olacağını ise hiç kimse bilmiyor.
Son yıllarda “Küba değişiyor, değişmeden görün” sözlerini çok duyduk. Sosyalizmle yönetilen Karayipler’deki bu adada nasıl bir hayat olduğunu çok merak ediyordum. En çok son gelişmelerle ilgili Kübalıların ne düşündüğünü...

Film karelerini andıran Havana’da sokak sokak dolaştım. Kübalılar neler mi söyledi? Buyurun...


1- 66 TL MAAŞLA NASIL GEÇİNİLİR?

Küba, Fidel Castro’nun devrimi gerçekleştirdiği 1959’dan bu yana sosyalizmle yönetiliyor. Devlet her şeyin sahibi; marketlerin, mağazaların, fabrikaların... Halka yeteceği kadar yiyecek ve maaş veriyor. İşsizlik sorunu yok denecek kadar az. Herkes neredeyse eşit maaş alıyor.

Küba’da iki tür para kullanılıyor. Biri halkın kullandığı peso, diğeriyse turistlerin kullandığı CUC. Ancak artık peso’nun 24 katı olan CUC o kadar yaygın ki, devletin maaşları ödediği peso günlük hayatta neredeyse kullanılmıyor. 1 CUC yaklaşık 1 Euro’ya eşit. Çalışanların ortalama maaşları 20 ile 35 CUC (Yaklaşık 66 - 115 TL). Bir öğretmen 25 CUC kazanıyor.

Ancak bir taksiye bindiğinizde 7-8 kilometrelik bir yola ortalama 10 CUC (31 TL), bir içeceğe 1 CUC (3 TL), bir kilo muza 1 CUC, bir restoranda ortalama bir yemeğe 20-30 CUC veriyorsunuz. Peki, Kübalılar nasıl hayatlarına devam ediyor?

Bu sorunun cevabını bulmak için özellikle Havana’nın sokaklarında yürüdüm. Pek çok eve girdim. Herkesin mutlaka ya bir yan geliri, ya ek bir işi var. Ya Küba’nın can simidi olan karaborsa ile ilgileniyor, ya küçük bir dükkânı var (Devlet son yıllarda buna izin veriyor) ya da yurtdışındaki ailesinden para yardımı alıyor.

 

 2- HÂLÂ KARNEYE İHTİYAÇ VAR MI?

Rene Montines ve Marilin Despaine, Eski Havana bölgesinde yaşıyor. Turistik bölgenin dışında... Çoğu Kübalının evi gibi kapıları ardına kadar açık. Hava zaten 30 derecenin üzerinde. İçeride bir fan çalışıyor. Kuzenler evde. Koyu bir sohbet var. Çekinerek kafamı açık kapıdan içeri uzattım. Hemen “buyur” ettiler. Kargo gemisinde çalışan kuzenlerden biri İngilizce biliyordu. Sohbet kolay oldu. Marilin, puro fabrikasında çalışıyor. Eşi Rene ise çalışmıyor. Günlük hayata getiriyorum lafı. Karne ile neler alabildiklerini soruyorum. Un, şeker, pirinç, yumurta vs... sayıyor Rene. Ancak karneyi sorduğumda ‘kullanmadıklarını’ söylüyorlar. Çünkü kızları Norveç’e yerleşmiş. Doğu Bloku yıkıldıktan sonra zorda kalan Küba lideri Fidel Castro’nun ülkeyi terk etmek isteyenlere izin verdiği dönemde gitmiş kızları yurtdışına. Rene ara sıra kızının yanına gidiyor. Ondan para yardımı alıyor. Küba’daki hayatları böylece sorunsuz devam ediyor. Karneye de ihtiyaçları kalmamış.


3-CHE NE DERDİ?

Evinin bir odasını küçük bir kafeye, restorana, dükkâna çevirenler var. Fırsatçılar her yerde. Hayat kadınları sokaklarda pazarlanıyor. Che’nin resmi bulunan 3 peso turistlere birkaç Euro karşılığında satılıyor. Eskiden bunlara izin verilmezken, devlet artık taviz veriyor... Ekonomik sıkıntılar kimilerini efsane lider Fidel’den bile soğutmuş. Ancak devrimin en önemli isimlerinden Che Guevara’ya olan sevgi hiçbir zaman azalmıyor. Sanki Che tüm Kübalıların bir evladı gibi..  Che eğer şu anda yaşasaydı, Küba’nın durumu için ne derdi? Bu soruyu karşılaştığım Kübalılara sordum. Çoğu Che’nin yaşasaydı bugünkü durumdan memnun olmayacağını söyledi. Ek iş olarak İngilizce öğretmenliği yapan, adını vermek istemeyen bir turizm rehberi, Che’nin devrim sonrasını, bakan olduğu dönemde yaptığı uygulamaları anlatarak, bugünkü durumu tasvip etmeyeceğini anlatmaya çalıştı.


 4- HALK AMBARGONUN KALKMASINI İSTİYOR MU?

Küba bir açılım sürecinde. ABD, geçen yaz bir elçilik açtı. Florida’ya bakan bir konumdaki elçilik binasında şu anda sadece korumalar var. Elçi henüz atanmadı. Küba’da bulunduğum sürede ülkeye Arjantinli Papa Francisco geldi. Devrim Meydanı’nda özel bir ayin ve halka bir konuşma yaptı. Papa, Küba halkının daha mutlu ve verimli bir vatan inşa edebilmesi için dua etti. Papa’nın gelmesi Kübalılar açısından son derece olumluydu. Çünkü ABD’nin 1961’den bu yana uyguladığı ambargo, ülkenin tam anlamıyla belini bükmüş. Kübalılar Papa’nın arabulucu olmasını umut ediyor... Konuştuğum herkes ambargonun bir an önce kalkmasını istiyor. Ancak kapitalizm yani serbest piyasa ekonomisi için endişeliler...

Küba’nın nüfusu 11 milyon. Maaşlar düşük. Fiyatlar her yıl yükseliyor. Hayat zor. Her yerde kuyruk var, raflarsa boş. 54 yıldır insanlar ‘ambargo’dan bunalmış. Ancak yüzlerde mutluluğun, haklı bir gururun izi var. Güce, sömürüye ‘boğun eğmeme’ gururu ve mutluluğu...

Müzik ise her yerde. Yokluğun içinde doyasıya eğlence var, kulaklarda Buena Vista Social Club, bedenlerde salsa var.


5-NEREDE EĞLENİLİR?

Havana’nın nüfusu 2.5 milyon. Atlas Okyanusu’na yaklaşık 10 kilometre sahili var. Küba’ya gittiğinizde mutlaka bu sahilde yürüyün. Özellikle akşam saatlerinde, nemin daha az olduğu vakitler Kübalılar sahile akın ediyor. Küçük bir bahşiş karşılığında Chan Chan, Dos Gardenias, Hasta Siempre (Che Guevara) çalan müzisyenler sahil boyunca dolaşıyor. Onlara salsayla eşlik eden gençleri izleyin. Eski Havana’daki Cafe Taberna’da Buena Vista Social Club üyesi 60-70’lerindeki 10 Kübalı müzisyeni dinleyin (Yemekli 165 TL, yemeksiz 100 TL - Yemekler müzik kadar lezzetli değil).

Küba, fiziki olarak devrim öncesi dönemde donup kalmış gibi. Otomobillerin büyük kısmı 1950’lere ait. Batista yönetimi ve öncesinde Amerika’dan Küba’ya getirilen araçlar hâlâ kullanılıyor. Eski arabalar ülkenin her yerinde var. Turistik değil, mecburiyetten araçlar kullanılıyor. Ancak orijinal yedek parçaları olmadığı için 1952 model Buick’te Fiat direksiyonu, 1955 Chevrolet’de bir kamyonet motoru ya da bir Cadillac’ta minibüs lastiği görürseniz şaşırmayın.

Bol bol bu taksilere binin. Eskilerin, daha gıcır gıcır olanların fiyatları pahalı. Havana’nın merkezinde Capitol Binası’nın (El Capitolio) önünde bekleyen eski model araçlar saati 100 TL’ye şehir turu yapıyor. Ancak biraz eski görünenlerle pazarlık yapın, aynı rotayı 33 TL’ye gezebilirsiniz. Ülkede yeni model otomobiller de var. Çoğu devlete ait. Plakalarında mavi işaret bulunuyor. Yeni model otomobil almak isteyenler ise küçük bir servet ödemek zorunda. Maksat bu yöndeki eğilimi azaltmak.

 

 6-SİHİRLİ SÖZCÜKLER NEDİR?

Küba dünyanın en güvenilir ülkelerinden biri. Havana’da turistik bölgelerdeki sokakların yanı sıra bölge sakinlerinin yaşadığı sokaklara da gidin. Boş caddeler tedirginlik yaratabilir. Korkmayın. Kapısı açık evlere misafir olabilirsiniz. Yanınıza gelip bir şeyler satmak isteyenlere ya da sizden para talep edenlere sihirli sözcükleri söyleyin: “No, gracias” (Hayır, teşekkür ederim). Özellikle Eski Havana bölgesinde dolaşırken sürekli puro satmak isteyenlere rastlayacaksınız. Onlara da kibarca teşekkür edin. Çünkü sokakta ucuza satılan puroların çoğu sahte.

1 CUC karşılığında fotoğraf çektiren, elinde purolu kadınlarla mutlaka fotoğrafınız olsun. Eski Havana’daki şu anda müze olan, kolonyal dönemden kalma, duvarı sarı boyalı bu binanın önündeki kadınların belki de milyonlarca fotoğrafı çekildi. Bir Kübalının tabiriyle “Küba kuyruklar ülkesi”. Her yerde kuyrukları görmeniz mümkün. Develete ait bir fırına girdim. Dört-beş kişi olmasına rağmen bir börek almak tam 20 dakikayı buldu. Özellikle bekledim. Zamanın Küba’da nasıl aktığını anlamak için... Servis yavaş, hizmet zayıf. Yine bir Kübalı bununla ilgili “Küba Timing” diyerek alışmam gerektiğini söyledi. Gitmeden kendinizi alıştırın... Hızlı yaşayan ve tüketen bizler için biraz zor olacak ama ‘rahat olun, stres yapmayın...’ Tıpkı Kübalılar gibi...


7-HEMINGWAY’İN İZİNİ NEDEN TAKİP ETMELİSİNİZ?

Nobel ve Pulitzer Ödüllü Ernest Hemingway, hayatının önemli bir kısmını Küba’da geçirdi. Havana’ya 15 kilometre San Francisco Bölgesi’nde satın aldığı çiftlik şu anda müze. Birkaç saatinizi buraya ayırabilirsiniz. Kaldığı evin içi gezilemiyor fakat odaların açık kapılarından içeriyi görebiliyorsunuz. Hastalandığı dönemde kendi eliyle kilolarıyla ilgili duvara yazdığı notları, çalışma odasındaki 9 bin kitabını görebilirsiniz. Eski Havana’da gezerken Hemingway’in müdavimi olduğu bar‘Bodeguita’ya uğramayı, bir mojito içmeyi (16,5 TL) ihmal etmeyin... Birkaç sokak yanında ise Küba’nın en iyi ‘piña colada’sını yapan ‘Columnata Egipciana’ya mutlaka uğrayın. 3 CUC’a (yaklaşık 10 TL) içeceğiniz hindistancevizi ve ananasın tadını unutamayacaksınız. Bardan piña colada’nızın üzerine dilediğiniz kadar romu ücretsiz ekleyebilirsiniz. ‘Rom’a merakınız varsa ‘Eski Havana’daki Rom Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz (Giriş 25 TL).

 

 8-CHE, PURO İÇİN NE DEMİŞTİ?

Küba ziyaretiniz öncesinde belgesellere, filmlere göz attıysanız, Che’nin devrim için silahlı mücadele verdiği yıllarda Santa Clara’da geçen en önemli olayı hatırlayacaksınız. Batista yönetiminin silahlarının bulunduğu trene el koydukları Santa Clara, Che’nin en sevdiği yerlerden biriydi. Bu nedenle 39 yaşında Bolivya’da öldürülen Che’nin mezarı Santa Clara’ya taşındı. Mozolenin bulunduğu yerde Che’nin bazı özel eşyaları da var. Metal yıldızlı beresi, tabancası, ‘Zenit’ marka fotoğraf makinesi, “Astım hastalığımı unutturuyor, sinekleri de uzaklaştırıyor”dediği purosuyla sıradışı bazı fotoğrafları burada görebilirsiniz. Küba’da son günlerinizi Karayipler’de denize girmek için Matanzas şehrindeki Varadero ya da UNESCO tarafından koruma altına alınmış Trinidad’da geçirebilirsiniz.

9- NEREDE, NE YEMELİ?

- PALADAR LA COCİNA DE LİLLİAM: Havana’nın en iyi deniz ürünleri ve balık restoranı. 
- RESTAURANTE CAFÉ DEL ORİENTE: Küba’nın en şık restoranı. Gezinizin son günlerinde gidin. Zira buradaki servisi/hizmeti başka yerde aramayın, bulamazsınız!
- EL RUMRUM DE LA HABANA: Küçük bir yer, çikolatalı kuzusu meşhur. 
- BOM APETİTE: En güzel pizzaları yiyebileceğiniz restoran.



 

 10-DEĞİŞİMİN SONUNDA NASIL BİR KÜBA OLUR?

ABD ile buzlar eridikçe ülkede turizmin artması değil, patlaması bekleniyor. Kapıda çok sayıda fırsatçı hazır bekliyor. Sokaklarda da fırsatçılığın, hırsın, haksızlığın izleri var. Küba’yı nasıl bir geleceğin beklediğini henüz kimse bilmiyor. Ülke tam bir dönemecin eşiğinde... Moskova ya da Pekin mi olacak? Devrim öncesi olduğu gibi ABD’nin arka bahçesi, kumar oynadığı, eğlendiği bir tatil beldesi mi olacak? Yoksa hem kalkınan hem de sosyal adaleti sonuna kadar koruyabilen eşsiz bir örnek mi?.. Bekleyip göreceğiz...


TALEP DAHA DA ARTACAK 
Karayipler’in bu güzel sosyalist adasına seyahat etmek diğer bölgelere göre biraz daha zor. Çünkü oteller çok sınırlı. Yer hizmetleri yetersiz. Talep çok ancak bunu karşılayacak altyapı eksik. Ben Küba’ya Gazella Turizm’in davetiyle gittim. Uzun bir süredir Küba’ya turlar düzenleyen ve bu coğrafyada tecrübeli GazellaTurizm’in Yönetim Kurulu Başkanı Velit Gazel, ABD’nin açılım politikası nedeniyle ülkenin sosyal ve ekonomik yapısının değişeceğine işaret ederek, şunları söylüyor: “Küba’yı değişime uğramadan önce ziyaret etmek isteyenlerin sayısı hayli fazla. Gazella Turizm ve tur operatör markamız BinRota ile birlikte Küba’ya 2015 yılı sonuna kadar 32 tane tur düzenlemiş olacağız. Taleplerin yoğun olması sebebiyle, 2016 planlamamıza Küba için 35 tur organize edip şimdiden tüm otel rezervasyonlarımızı gerçekleştirdik. Seyahatseverlere tavsiyemiz, Fidel ve Che’nin Küba’sını değişmeden gidip görmeleri...”
Share on Google Plus

About Unknown

0 yorum:

Yorum Gönder